Kayra:
Tanıyorum seni, ne söylesem ki?
Sakarya caddesi'nde buz tutan havuz gibi,
Peşimde intikamın,
Ömürlük her günahın arkasında saklanır, birinde ben kayıp,
Sonunda yürüyoruz sonuçta yolda,
Benzer öfkeler gezer kanımda, farklı tatta,
Birinden işte tut getir hesap değişmez,
Her halükarda borcu var intikamının bana.
Zor her zaman mı zor?
Akşam olmadan kararmak, karartı yolda durmak
Ve ben bugün dedim, daha bugün dedim,
Sen ölmeden gebermem uykularda sövmem,
Ne sandın? Adın duvarda kalmaz,
Bir gün silinecek elbet hafızamda hem de zorla,
O gün gelince söyle eylemin nedir?
Kanımda gezmesin yüzün, ömür gider çürür.
Sorgu:
Çocukluk intikamım, yaş çimentolarda adımlar,
Mahalle aynı hala her duvarda adın var,
Biraz güneşten uzak nedeni tabi ki binalar,
Şimdi bir ben varım, adın ve bir de duvarlar.
Sanki yabancıyım ilk kavga ettiğim yere,
Çok yaklaştım orada gole hem de vole,
Tribün altında yarım bira içip dön deliye,
Dışarı çık diye taş attım ama yanlış pencereye,
Zaman geçer insanlar değişir ne için?
Hep düşündüm görebilir miyiz kırık bir aynadan,
İsterim ki muhabbet biraz fazla sürsün
Evlerimiz yemek kokarken akşam olmadan,
Caddeler konuşsun istesen yolunu bulursun,
Tam anlamıyla dışarı çıktım bu kurtuluşum
Şimdi taştan örme suratlar gerçek değil sanki,
Kırık bir aynadan tanıyorum seni.
Ağaçkakan:
Tanıyorum seni,
Bir kahvehanenin en son geçen kış temizlenen camekanında
Dimdik asılı duran fotoğrafta peder ihtiyar ve sessiz,
O vakit hem trt hem de komşuları renksiz,
Lanetli miras kamburumda babalık,
Aynadan yansıyanla konuşan velet çok tanıdık,
Yine de kapalı perdeler, biraz da oturabilir miyim?
Dışarıdalar ve her yerdeler,
Bak, karnaval yasak, yasa dışı çatapat,
Cenazende şatafat sana müstehak.
Amisos tepesi'nde kafamız kıyak,
Poyraz hoyrat, aşırı doz rüzgar bana müstehak.
Sırt çantasına sığan hayat uzun,
Karman çorman saçlarım ve salyangozun yokuşu bu.
Makus talih beni korur musun?
Evren kazanından canlı çıkan saygı değer piç kurusuyum.