Kavgalarla büyüdük, kentin varoşlarında
Bir dirimlik toprağımız olsun içindi, habire didinmemiz,
Nefesimizde ağır izmarit kokusu, tenimizde ter tuzu,
Sabır gerilimleriydi dişlerimizi çürüten, bir de nefret nöbetleri, babadan oğula tevarüs
Uçkurumuz 14 mumluk gaz lambası fitilinden,
Okşamaya gelmez çocukların başını, ellerimiz nasırlıdır,
Kanatır gül kokusu değdikçe derimize, dokundukça dilimize dişimiz,
Hoyrat ellerinden parmak uçlarında şimdi canımız, iliğimiz,
Acımak lüks birbirimize,
Fabrika sireni kadar kıymetli değiliz,
Blue jean markaları kadar bilinmez adımız,
Göz seğirtisine aldanmışız beyim hey,
Her gece yağmurlara tutunuruz, geç kalışımız ondandır eve