Bir güzel gün gelecek alevler titreyecek utancından terleyerek terler gül verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail gülleri derecek gül derecek
Beynim zonkluyor basınç var kafatasımda, gönlümde kaynayan sevdalar yüreğimde kükreyen yanardağlar var çağlayanlara muhtaç damlalara aç. Seherler garip dervişler uykuda beklerken miraç, kurudu mu kervan bekleyen kuyular, çekildi mi yoksa sular, hani İbrahim'in ateşine koşan karıncalar, nerede kanat çırpıyor gagasıyla su taşıyan güvercinler, hangi deryalarda yüzüyor Yunus'u yaşatan balıklar, dostluklardan yana tavır koyanlar şimdi nerdeler. Onlarda mı bir dal atmaktalar yanan yürek yangınlarıma.
Bir güzel gün gelecek alevler titreyecek utancından terleyerek terler gül verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail gülleri derecek gül derecek
Sulu sepken yemiş kerpiç duvar gibi erimekteyim, sinsice yaklaşmalardan saman altından su yürütmelerden ürkmekteyim. Dost oldu İblisle nefis, bunu bilmekteyim. Protokol imzaladılar, kibrit suyu dökecekler derin çınar köklerine sezmekteyim. Bir pehlivan edasıyla çullanıp da üzerimize, getirmek istiyorlar ya sırtımızı kündeye. Fısıldayıp kulaklarına biri diğerinin vesveseyle at bir kle çek bir elense diyerek mahcup edecekler bizi güya pir-i pehlivan Hamza'ya şah-ı Merdan Murtaza'ya. Bu oyunu görmekteyim.Ama tutmayacak hesaplar kursaklarda düğümlenecek hevesler.
Bir güzel gün gelecek alevler titreyecek utancından terleyerek terler gül verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail gülleri derecek gül derecek
Ama tutmayacak hesaplar kursaklarda düğümlenecek hevesler. Bir güzel gün gelecek alevler bile hayâ edecek, utancından terleyecek terler güller verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail o gülleri derleyecek: İşte o zaman zalim nefsin hain İblisin o bahçede yeri olmayacak. Dünya Efendimin gül kokusuyla dolacak. Onların yeri ise kendi kazdıkları çukur olacak. Kendi kazdıkları çukur olacak.