Verse 1:
Dudaklarım kanar gidersin
İki rüyanın ortasında uykusuzluk hapsi
Kalbi mağlup eden özür cümlelerine tabi kaldım
O yüzden bu tamiri mümkünsüz halim asi
Dilimde nükteler yok artık elime kalan sahte bir vaha
Ziyan olurken hep mi sonbahar
Derdi neydi eylülün benimle onunla gitti hepsi
Sonlar hep sınırsız hüzne mazhar
İnsana bak! Bak bu talihim yara
Nerede sebep gülmek için göster artık onu bana
Hiç halim yok inan solan güllerinden solumaya
Yorgun argınım ve dargınım bütün yalanlara
Bu hiçlik ortasında güvenim kalmadığında
Dünyaları reddedip sığındım ölüm yalnızlığına
Alıştım şanssızlığıma şaşırmaktan usandım
Ben gözümü kapatmamıştım sen yeni uyandın
İlham Karabulut:
Ne gözümde korkusu ne ağzımda tortusu var bu hayatın
Bir elimde geçmişim dilimde küfür çok defa yenişmişim
Nakarat (İlham Karabulut):
Uçurumun kenarından seyre daldım İstanbul'u bütün gece
Halim yok mecalim yok söz vermedim ben gülmeye
Verse 2:
Gülünecek bir şey yok içim sızlıyorken siz de gülmeyin
Dünyamı yakıp yıkıp gitmeyin
Fazla bir şey istememiştim dokunma demiştim
Şu yalnızlığım huzurluydu gelip bozma demiştim
Yaşanmazmış kimse için bakışım değişti
Senin suçun yok bu devrin kalbi delik deşikmiş
Ben böyle umutsuzluk girbadında yetiştim
Ne ben var olayım ne de sen beni değiştir
Faydasız cümleler inan vakit çok geç
Bende binlerce var sen de kendine bir dert seç
Ezber hayatlarınız hayatımdan ayıp
Yalnızlığın kurak çöllerindeyim uzağımdan geç
Nakarat (İlham Karabulut):
Uçurumun kenarından seyre daldım İstanbul'u bütün gece
Halim yok mecalim yok söz vermedim ben gülmeye