1. Kısım:
Yeni bir şiir yazdım; belki dinlersin.
Belki kulaklarıma aşina değil di dersin,
Olsun. Canın sağolsun.
Yürekte tonla derdim varken tabi huzurumsun.
Elvedalar… Bir çok şehri ıslatırken;
Peki sen hangi şehrin yağmuruydun durma söyle.
Bileklerime hakim olamıyorum,
diş etlerimi kanatıyorsun ne olur yapma böyle.
Elimi tutma bırak, kalbimi okşa.
Faydanı geçtim de zararın bin oktav.
Seni unuttuğum herhangi bir gecenin;
Sabahına ulaşmanın farkı yok günahtan.
Ben kendimi anlamıyorum.. Garip bir insan oldum;
Titreyen parmaklarım, seyiren gözaltları..
Ha bir de unutmadan o gece bıraktığın kalbinin anahtarı.
Nakarat:
Merhaba gül güzeli, bu senle son gecemiz.
Hatrına sakladığı yıldızları döktü deniz.
Kahretsin !
Seni anlattığım her şarkıyı sahile vurdu demin.
2. Kısım:
Şansını kaybettin, ahımı aldın.
Yazdığım satırların bir yudum hatrı vardı.
Her defasında karaya vuran benken,
Nasıl olur da bir başkası yudumlarımı çaldı.
Bir boşluk, bir oda, bir kalem, bir kağıt.
Masamda parçalanmış, yılların toz efkarı.
Son bir adım kaldı merak etme son bi adım parçalicam etrafı.
Bir var, bir yok. İyi ki varsın, iki yok
Üçün hali yaman dört tarafım sensizlik
Dön kafanı beş gitsin, altı üstü yaşıyoz lan.
Kırdığımız kadehleri sırtımızda taşıyoz bak.
Dinleme siktir et. Kulaklarına aşina değilse derdim.
'Yağmur, darılmaz mesela; ne üstüne basana, ne şemsiye açana”
Nakarat:
Merhaba gül güzeli, bu senle son gecemiz.
Hatrına sakladığı yıldızları döktü deniz.
Kahretsin !
Seni anlattığım her şarkıyı sahile vurdu demin.