Kaybolur yüzün içinde kalabalığın
Çocukluğun altın tozu
Ben belaya alışkınım ruhumda öfke var
Adamlığın çirkin yüzü
Ellerin uzansa uzanır mısın geri bana
Çok yorulduk ikimizde biliyorsun
Gitmeye alışkın yağmurlu ayakların
Kırmadan devirmeden öyle gidiyorsun
Ruhumun asfalt nehri herkesle mesafeli
Gençliğin gümüş tozu
Yenildik zamana maalesef herkes gibi
Olgunluğun bakır tadı