(Bugün günlerden hiç benim adım yok.Kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek.Savruluyor rüzgarda yaprak gibi.Kalbim, uzaklarda bir yerde.Kalbim kayıp.)
(No day is from me. Its wings thousands of black butterfly on the inside. As the leaves swinging in the wind. My heart, somewhere far away. My heart is missing.)
Sessiz, yorgun, ağır, göz kapaklarım kapanıyor yine... yine...
Quiet, tired, heavy, my eyelids are closing again ... again ...
(Karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.)
(If my hands can touch the dark.)
Yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine…
Ruined, run-down, the city's walls torn down one by one on me again ...
(Sadece sesler duyuyorum..)
(I only hear voices ..)
Yine...
Again...
(Ayak sesleri uzaklarda..)
(Footsteps away ..)
Kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine...
When leaving this city birds, it leaves behind as poor and orphaned children again ...
(Susuyorum.)
(I pause.)
Yine...
Again...
(Sessizlik keskin.)
(Silence sharp.)
Ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine...
And stealthily approaching autumn dog chasing a solitude still trailing over me like ...
(Bekliyorum.)
(Waiting.)
Yine...
Again...
(Beklemek keskin.)
(Expect sharp.)
Sözler hep yalan! Yeminleri unut!
Lyrics lies! Forgot your oath!
Bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine...
As a parting slap an unprovoked beating again ...
(Burdan gitmem gerek.)
(I need to go here.)
Yüzüme..
My face ...
Şarkılar yalan! Duyduklarını unut!
Singing is a lie! Forget what you hear!
Bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine...
A story is still swinging in the wind hands ...
(Herşeyi unutmam gerek.)
(I need to forget everything.)
Yine!
Again!
Kestim! Akıttım! Damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları!
I cut! I shed! Dirty lie that the black blood flowing in my veins Me!
(Acımıyor bileklerim.)
(It's not my wrist.)
Olmadı!
It did not happen!
(Acımıyor hiç.)
(She's not all.)
Sildim! Çıkardım! Yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları!
I deleted! I took! Then you draw the writings of black drink, I dig my face to face!
(Acımıyor ellerim avuçlarım.)
(I grab my hand does not hurt.)
Olmadı!
It did not happen!
(Acıtmıyor hiçbir şey.)
(Nothing hurt.)
Kustum' Tükürdüm içimde senden kalan o keskin hatıraları!
I threw up! I spit inside it hurts sharp memories you left it!
(Acımıyor tenim, ve acımıyor)
(It does not hurt my skin and do not hurt)
Olmadı!
It did not happen!
(Dokunduğun yerler)
(Where you touch)
Söktün! Defelarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı!
You rip off! Repeatedly I have my other hand and then you open your little shooting all wounds!
(Acımıyor artık kalbim.)
(Pain is no longer my heart.)
Olmadı!
It did not happen!
(Kalbim.)
(My heart).
Bana ne yaptın... Ne yaptın... Ne yaptın... Ne yaptın çocuk!
What did you do to me ... What did ... What did ... What did the child!
(Sadece sessizce durdum öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.)
(I just stood quietly and traces of my hands, in the hands of an angel just watched.)
Niye yaptın... Niye yaptın... Niye yaptın ahh çocuk!
Why do you ... why ... why did you do uhh boy!
Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki kaderimin sökülüşünü.)
(I just stood quietly and dismantling of my destiny in the hands of an angel just watched.)
Bana ne yaptın... Ne yaptın... Ne yaptın... Ne yaptın çocuk!
What did you do to me ... What did ... What did ... What did the child!
(Sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi.)
(I just wanted to follow my heart as it stood silently in the hands of an angel.)
Niye yaptın... Niye yaptın... Niye yaptın ahh çocuk!
Why do you ... why ... why did you do uhh boy!
(Sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim, sadece bir meleği sevmeyi.)
(I just wanted to just stand silently watching, just an angel to love.)
Göremiyorum,duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!
I can not see, can not hear the child can not touch anymore!
(Hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.)
(As always something missing and something always seemed half and always have a thing anymore.)
Anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!
I can not tell the child can not cry I can not tell anymore!
(Ne bir ışık var ne de bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin)
(However, in a light nor a song that is now lost in the street)
İnanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!
I do not believe I do not believe I can not believe a kid anymore!
(Ne bir isim var duvarlarında, ahh ne de okunabilen bir cümle.)
(What's in a name on the wall, nor ahh can read a sentence.)
Bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!
I do not know I do not know anymore I do not love children!
(Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.)
(I just stood silently and my death in the hands of an angel just watched.)
Ne yağmur, ne kar, ne yüzüme vuran rüzgar, canımı yakan acıtan sonbahar, daha dinmedi çocuk!
Neither rain, nor snow, nor wind hit my face, burning my life painful fall, more relief were children!
(Öyle beyaz)
(It is white)
Seni silmedi çocuk!
I kid you delete!
(Öyle maviydi ki)
(So that was blue)
Alev alev yanan kirpiklerinden saçılan kıvılcımlarınlar başlayan bu yangın daha sönmedi çocuk!
The fire was extinguished more child begins with a spark of scattered flaming eyelashes!
(Öyle güzeldi ki ve öyle..)
(It was so beautiful and so ..)
Sönmediçocuk!
No child goes out!
(Öyle masum ama...)
(It innocent, but ...)
Bu viran şehirde, bu viran hikaye henüz bitmedi!
Bitmedi bitmedi bitmedi çocuk!
This devastated city, these ruinous story is not over yet!
Bitmedi bitmedi bitmedi çocuk!
Finished finished finished kids!
(Öyle yalnış öyle...)
(It is so wrong ...)
Bitemedi çocuk!
Bit No child!
(Öyle yanlış ki ve öyle...)
(So false and so on ...)
Bu aciz şarkılar, bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk!
This humble songs, prayers bring this helpless child did not bring it bring you back!
(Ve öyle çocuk)
(And it children)
Dönmedin çocuk!
You return the child!
(Kalbim...)
(Heart ...)
Bana ne yaptın... Ne yaptın... Ne yaptın... Ne yaptın çocuk!
What did you do to me ... What did ... What did ... What did the child!
(Tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak)
(All blue now dirty and ashamed of all whites and just to sleep)
Bunu niye yaptın... Niye yaptın... Niye yaptın... Niye yaptın çocuk!
Why did you do ... Why did you ... Why ... Why did you do !? children
(Uyumak istiyorum...)
(I want to sleep… )