Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Fazilet zengini;
Meleklere vermedi, Rabb'im senin dengini.
Ah! Bir görsen yüzünün, o nûrâni rengini;
Ne mutlu ki, en kârlı ticaret şimdi senin;
Karşılığı yüzbindir, Kâbe'de bir secdenin…
****
Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Davetli misâfir;
Nebîler sana yoldaş, Peygamberler müzâhir.
Darlık yüzü yok artık, sana dünya ve âhir;
Arafat müjdesinden, şüpheye düşme sakın;
Yeniden doğmuş gibi, olacağın gün yakın…
****
Bekliyor şimdi seni, bir sabır imtihanı;
Önce kendi içinde gizlenen nefsi tanı.
Öfke ve isyan ile sevindirme şeytanı;
Kazanmak istiyorsan, Mina'daki savaşı;
İbrahim gibi fırlat, elindeki her taşı…
****
Yakında giyeceksin, beyaz ihramlarını;
Çözeceksin ölümün, ölümsüz sırlarını.
Bıraktın… Gidiyorsun, işte bütün varını;
Sana hüzün vermesin, çoluk çocuk ve eşin,
Beytullah'ta bekliyor, milyonlarca kardeşin…
****
Kâbe'yi ilk gördüğün, o muhteşem anda sen;
Nasıl bir vecd içinde, ürpereceksin bilsen.
Ne tende can kalacak, ne dünyada bir hissen;
Unutma ki makbûldur, o anda tüm dilekler,
Etrafında, pervane misâlidir melekler…
****
Kalkınca gözlerinden, asırların perdesi;
Bir yanda çınlayacak, Bilâl' in yanık sesi,
Bir yanda sahâbenin, meleklerle secdesi,
Resûl'ü göreceksin, mihrâbında Kâbe'nin;
Şâhidi olacaksın, daha nice sahnenin.
****
Hâcer'i göreceksin, koştururken Merve'de,
İbrahim, insanlara haccı haber vermede,
Âdem'i göreceksin, o Cebel-i Rahme'de;
Açtıkça göreceksin, o gönül gözlerini;
Arafat kumlarında, Peygamber izlerini….
****
Ey! Beytullah yolcusu, tevekkül âbidesi;
Söküp attın içinden, artık hevâ hevesi.
Şimdi ”zikrullah' diyor, bedenin her zerresi;
Var git artık rehberin, İlâhi Kelâm olsun
Gurbet elden sılaya, binlerce selâm olsun…