Bir akşam okuldan eve dönerken uğradım aksakallı bakkal amcaya
Önümde bir genç adam aydınlık yüzlü fısıldadı defter dedi usulca
Bakkal amca çıkardı eski püskü bir defter hesapladı bir şeyler ona verdi usulca
Gözlerinde bir huzur para verdi amcaya aldı defteri eline vedalaştı usulca
****
Dedim ey bakkal amca anlamadım hiç eski püskü bir defter para eder mi?
Yeni defter dururken eskisi niye yoksa söyle bu abi söyle deli mi?
Bakkal amca şaşırdı yüzünde gülümseme önce bir tereddütle başladı anlatmaya
Öyle değil Gülnur'cuğum çok değerli o defter çok değerli o defter değerini bilene
****
-Gülnur'cuğum, mahallemizde fakirler vardır, Onlar gelir ekmek alır, sonra ödemek üzere biz veresiye defterine yazarız. Bir de mahallemizin yardımsever iyi insanları vardır, onlar kimseler bilmez arasıra
Gizliden gelir defter der, fakirlerin borçlarını öder, veresiye defterlerini alır giderler. Buna kültürümüzde veresiye defteri satın almak denir. Biraz önce abinin aldığı o eski defter de o veresiye defterlerinden biridir. Anlamıştım neden öyle usulca defter dediğini ve anlamıştım meğer o eski püskü defter aslında defterlerin en güzeliymiş.
Tarihimizde milyonlarca bilinmeyen yardımsever insan vardır.
Biz bu şarkımızda örnek iyi adam olarak Kanuni Sultan Süleyman'ın yardımsever kızı Mihrimah Sultanı seçtik.