Uyan , uykum ağır uyursam uyanmam
Kaybettiğimi aramadım nitekim bulan var.
Sesin bir yanda , kokunsa bir yanda
Birleştirip sana tekrardan dokunmak var rüyamda.
Rüyalar beyazdan , bende siyah var
Bu yüzden kavuşmamız ışık oyunu serapla.
Bir anda var olupta bir anda yok olman
Delirdiğimi düşünüyor benden bunu duyanlar
Uyan, uyursam bende uyanamam
Ayıran ölüm bizi kavuşturur bir yandan.
Kanatlanıp uçan şiirden tut kum olan sakallara
20 farklı şiirse sade 1 kadında güzel durur.
63 yaşında aksi bir adam
İnce belli çay bardağında 100 farklı anlam bulur.
Geçen pişmanlıklar , söyleyememişlikler
Sigara ardından kırık masada hayat bulur.
Cüzdanını açar bakar 16 yaşındaki kıza
Siyah beyaz fotoğraf 68 baskısıyla
Rüzgar saçlarına vurur o an kanı donar
Kelleşmiş ensesini kapatır yırtık parkasıyla
Böyle aşk şarap ister 47 yıllı,
ölüm ayırmaz sadece hasreti yıllandırır.
Soğuk içine sindikçe kemiklerini sızlatır
Ölümünden yıllar geçti yinede aradan su sızmadı.
Uyan, uykum ağır kabuslarımı benden al
Yada fazlasını ver bitsin imtihan.
Morga bile girecek cesaretim yokken, cesaret edip
yaptığın takdire şayan bir intihar.
Keşke bende senin kadar cesur olsam
Kavuşmamız gerçekleşir er yada geç olsa.
Nede olsa aynı toprağın insanlarıyız
Normal değil mi aynı toprakta kavuşmamız?
Uyan! Uykum bile sana hasret!
Uyan! Uyursam korkuyorum tekrar uyanmam diye.
Uyan! Bir kez olsun bak yüzüme yoksa
Bende uyurum demiştim ya ölüm ayırmaz diye.
Ölüm ayırmaz fakat kavuşturmayada bilir.
Kavuşmak soğukta ellerini ovuşturmak gibidir.
Ölüm madem bir deniz hayat öğretir yüzmeyi
Aydınlıkta haklı çıkamayan karanlıkta delirir.
Bu denli derinim, delinin eviyim.
Toplamayı, çıkarmayı bilmeyen biriyim.
Konuşmayı , anlaşmayı sevmeyen biriyim
Karanlık gibiyim nitekim huysuzun tekiyim.
Soğuk insan olduğumuzu hatırlatır bize
Kışın sevilir ayrılıklar bile kışın güzel.
Saymadım bilmiyorum bu kaçıncı dize.
Daha önce hiç batmamıştın bu denli göze.