Göğsümü mesken tutan tutsak bülbülün yası
Gül yerinde boy veren zehirli sarmaşığın
Elden bir şey gelmiyor dünya zalim dünyası
Bir kez yüzü gülmedi kül benizli âşığın
Tarih sayfalarında mazlumu inletenler
Adını şerden aldı zalimlikten soyadı
Makam odasında söz dinletenler
Yeryüzünde herhangi bir ülkenin adını
Bir yönetim görürsen sanma ki inadını
Bırakıp da vazgeçer umut biçen o tırpan
Rastgele de söylesem orada çalıp-çırpan
Sırra kadem basıyor işin gerçek sanığı
Bu gözler neler gördü, bilsen neyin tanığı
Yeleli aslanlarım boğdurulmuş kediye
Kaç asır gelip geçti, niçin, hâlâ ne diye
--- NAKARAT ---
Gaflet uykusu halkı çekip almış derine
Hangi düşte alnına değdi peri busesi
Sanki ölü toprağı serpilmiş üzerine
Bak: ''Eşitlik!'' diyorlar uyan da duy bu sesi
Beyazında karardı Güneş'in yedi rengi
Bozuldu sanırım Dünya'nın ahengi
Barış ve kardeşliğin ekseninde çakışan
Her ulusun şanına özgürlüktür yakışan
Gökyüzünü siyaha yeri kızıl boyadı
Günden güne tükendi al aşağı et halkı
Beyazında karardı Güneş'in yedi rengi
Ne ışıkta tayf kaldı ne Dünya'nın ahengi
Hangi buzulda üşür kalbimdeki bu yanık
Dostlarım uykudayken düşmanlarım uyanık
Zorla sabrı münzevi dünya hali dünyevi
Gündelik hayatımın eksenidir bam teli
Sam yeli bir ayaz sanma sahra çölüdür
Hayat hudutlarında her insan bir gün ölür
Gamzelere gömülür bir kaç damla yaş anı
Hazinemdir hazinen hazretlerim hazneden
Gazzeden bi haykırış kulak asan yok buna
Üç maymuna gebe neden zorda kalan her beden