Dikenler gülden zeylim aldırmaz gönül meylim
Hangi yola düşsem ki Seni yitirdim Leyli'm
Bu sevda sihir Leyli girdaplı nehir Leyli
Niçin düşman kesilir gitsem her şehir Leyli
Keman teli mi sandın gergin yay kirişini
Sevda oku tılsımlı görünmez silah dedim
Asla şansa bırakmaz aşk perisi işini
Nişancısı sektirmez ah sevgili, ah dedim
El atma sadağına olunmaz iflah dedim
Oku rüzgâr düzeyli ucu Hakk'tan bileyli
Suçum seni sevmekse toprağa serme Leyli
Parmakların gevşerken acı bir tebessümle
Sessiz çığlıkla sönen sinemdir iftiharım
Peri seni canımdan... diye başlayan cümle
İtirafım dilimde nasıl kaldıysa yarım
Visale ermez aşkın sunağında ben varım
Kadir birden titreyen yedi yıldızın tayfı
Göz kırparken boynuna dizilmek midir niyaz
Önce lütfeyle dedim sonra
Yakıcı bir buse ver, yeter dinsin bu ayaz
Sevabı senin olsun günahını bana yaz
Günahını Bana Yaz
Yıllar sonra duydum ki gözden ırak bir gölde
Mavi Ay sihrinde suda peri belirmiş
Vebalimi yüklenip efsane olmuş çölde
Göğsünü öpen rüzgar benden beter delirmiş
Gülümsedin güneyli, baktım elin ret reyli
Bir buseye incinen mühürlü kader Leyli
Aşk, ayrılık ve tutku... çilesiyle gelirmiş
Göl nilüfer yüzeyli, rüzgârı samla peyli
Gönül dağım güzeyli, poyraz eser kuzeyli
Düşlerimi buz kesmiş kanat çırpar mı Leyli
Sulara sükût düşmüş çekip gitmişsin Leyli
Ufkunda Ay Perisi beklerken sakin sakin
Gecelere bıraktım gözlerim pürdikkat
Kaç yanardağ küllendi ahlı sinemde lakin
Kahır pençesi indi can evime yedi kat
Bu vuslat tehir Leyli, böyle acı hakikat