Şimdiden söylüyorum bu hikaye; sonunda beni alır sürgün eder,
Evimden, semtimden, ahalimden, ahvalimden…
Bir Eylüldü, sonbaharda avuçların ellerimde,
Kanatlarımsa sanki huzur yatağı göğsünde,
Bana bu şehri sevdiren esmer adam şimdi nerde?
Eşkali belli gönül yağmacısı gir himayeme!
Ben senden sonra bu sahile hiç gelmedim,
Gözlerinin kahvesinden içmedim,
Bana senden kalan hayatın zehri oldu.
Panzehri başka yüreklerde bulmak istedim,
Maatteessüf beceremedim, bu yarım kalmışlığın bir telafisi yoktu…
Eylülü gömdüm gözlerine ağladım, kara kışlar talip ömrüme;
Kör ayazlar vaki, bakışların kadar karanlık.
Ben sensiz takvimlere bile bakmadım,
Zamanı kehanete bağlayıp, umutları dizdim önüme…