Üşüyorum kollarınla beni sar anne ne olur beni bu zalimlere bırakma
Bu adamlar çok kötü çok kötü anne ne olur beni bunlara bırakma
Evimizi ocağımızı toprağımızı yurdumuzu kardeşimizi dostumuzu
Öldürenler bunlar değil mi?
Silahların gölgeleri altında kaldı hep umutlarımız, her gün bir mısra öldü içimizde, sesimizi duyuramadık. Savaşı biz istemedik. Doğduğumuzda savaşın ortasında bulduk kendimizi. Yaşamak için direnmeyi yaşayan bir ölü olmamak için de direnişi öğrendik daha yürümeyi öğrenmeden. Güzel çocukluk anıları yok hatıralarımızda. Ne de bakkaldan aldığımız şekerleri tadı. Kumdan kaleler yapıp oynamadık hiç. Çünkü etrafımızda kale gibi duvarlar örülüydü. O duvarlardan mıdır, yoksa Müslümanların sağırlaşmış vicdanlarından mı bilmem, sesimiz çok az kişiye duyurabildik. Her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşamayı öğrendik. He r günümüzü son günümüzmüş gibi.
Her gürültü koptuğunda annem kollarıyla sarar koynunda saklardı beni. Ben annemi severdim annem de beni. Hep yine oldu olacak sanırdım. Beni hep böyle koruyacak, oysa hayatımın büyük çoğunluğunu onsuz yaşamak zorunda kaldım. Annemle oyunlar oynardık evimizin bahçesinde. O gün anne dedim, bu kez ben yuvacıyım ve saymaya başladım. Bir iki üç beş sekiz on anne oldu mu dedim, ses yok, tam o sırada bir gürültü koptu yer sarsıldı. Her taraf toz duman sonra bağrışmalar her yer kan. Anne dedim, söz sobelemeyeceğim, anne nolur ses ver, söz sobelemeyeceğim ne olur ses ver. Annem o gün saklandığı yerden evimize hiç çıkamadı. O gün yemin ettim bunun intikamını alacağım diye. Söz verdim kendi kendime ahirette gaflet içindeki Müslümanlardan bunun hesabını soracağım diye. Savaş çok şey öğretti bize. Birbirimiz sevmeyi düşmanın karşısında kenetlenmeyi, inanıyorsak üstün olduğumuzu, kardeş olduğumuzu. Gözlerimizden akan her damla yaş tarihe düşülen bir nottu aslınsa. Damarlarımızdan yere dökülen her damla kan içimizde intikam için bileylenen bir bıçaktı. Her günümüzü son günümüz gibi yaşamayı öğrendik. Her günümüzü son günümüzmüş gibi.
Filistin'de geçti benim çocukluğum deniz kenarlarında tatilde değil. Filistin'de geçti benim çocukluğum, büyük AVM'lerde alışveriş yaparken değil. Filistin'de geçti benim çocukluğum, sabah namazına kalkmak için uğraştığınız sıcacık evlerinizde değil Filistin'de. Şimdi ise şimdi ise ömründe bir yahudiyi karşısında görmemiş insanlar, bir yakını yerde kanlar içinde yatarken sarılmamış insanlar bize yapılanları film seyreder gibi seyrediyor haber bültenlerinde. Bazen ufak da olsa bizi eleştirmeden de duramıyorlar. İçlerinde en iyi belki bir iki damla gözyaşı döküp lanet okuduktan sonra siyonistlere devam ediyor hayatına kaldığı yerden. Yahudi malı arabasına bini yahudi malı elbisesini giyip yahudi malı yiyeceklerini tüketirken ellerinde elerlinde yahudi malı sigarayla lanet okuyorlar İsrail'e ve ABD'ye. Ya Rab ne büyük gaflet, ne büyük gaflet. Biz ise her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşamaya devam ediyoruz. Her günümüz son günümüzmüş gibi.