Çok mu geç kaldık hayata yoksa
Hayat mı erken geldi bize
Somut bir şey mi hayat dedikleri
Yoksa bir kadın mı genelevde
Zamanın gerisinde mi kaldık
Yoksa zaman mı hızlı akıyor
Kendi hayatımız mı yaşadığımız
Yoksa birileri mi yazıyor
Diye düşünürken bir salak gibi
Bakınırken çevreye malak gibi
Sanki sakız kağıdındaki falı
Bir kader misali yaşar gibi
Öylece takılırken hayatta
Film mi değişir kardeşim
O zaman duuur!
Muhabbet bağına girmişiz
Açılmış gülleri ararken
Taraklara gelmişiz
Kime ne kime ne
Muhabbet bağına girmişiz
Açılmış gülleri ararken
Bülbül olmuş ötmüşüz
Kime ne kime ne
Borçlu gelmişiz dünyaya
Alacaklılar birer akbaba gibi
Ama elbet bu borç da bitecek bir gün
Boylayınca belki de dibi
Anlamsız bir duvar önümüzde
Vurmamak için kıçımızı yırttık
Kaçabildik mi nerdeee
Elde ne kaldı koskoca yırtık
Dikilmez artık kaldır çöpe at
İğnesi kanca olsa diker ancak
Gelen giden vurdu olduk hacamat
Oyun da bitti şah ve mat
Ölümlerden ölüm beğendik de
Ölüm bizi beğenemedi bir türlü
Elimize öyle bir değnek verdi ki
Kullanabiliriz her türlü
Saçma sapan bir senaryoya düştük
Ne başrol olduk ne de figüran
Işıkçı çek şu ışığı üstümden
Sıkıldık artık kestik ulan
Yönetmenim beni yönetme artık
Sal bizi ovalara otlayalım
Kaplanlarla sırtlanlarla
Mutlu mesut suya atlayalım