Bölüm 1 :
Bak yine geldim,
Gözlerinde geldi virgüllerin arkasına.
Yaşlar düşerken sende düştün
Bu kapkara satırlar arasına.
Hep suskun lakin hep bozgun
Göz yaşlarım hep bana damlıyor.
Susan kazanmaz bu dünyada
Güneş doğdukça yakıp eritiyor.
Ve sen hep uykusuzluk gibisin Yüce Kays
Güneşin ekmeğinden çalmış saçların
Onlar örtmesin ağladıklarımı.
Ama görmesin kimselerde
Beni yasa boğar tek bir harfin hatırası.
Dehan eğlenirken hüznü öğretmek,
Güldürürken düşündürmek ne ?
Bende bekliyorum ama
Karaya varmıyor bu karanlıkta hiç kimseler.
Ve sen hep uykusuzluk gibisin...
Nakarat :
Anne baktım ardıma kanmadım,
Kalanlar hep yaşlanmış.
Ve de gözlere böyle perdelerde
İnce düşler gibi inmiş yaşananlar.
Ne mühimdir sence anne ?
Neyi anlatmak anne ?
Neyi anlamak anne ?
Ölüm bile bilmez beni böylesine.
Bölüm 2 :
Yanına geliyorum mavi göğe
Peki karanlıkta neden böyle ?
Hep tek başınalık diyalogları
İçin ve kendi kendine konuşması.
Ben seni niye anlayamadığımı anlayamıyorum
Susuyorum anca.
Hiç birşeyimden haberim yok
Ha bir de bu dumanlar, çok fazla.
Ve sen hep uykusuzluk gibisin Yüce Kays
Her gün her gün bu defteri açmak
Dumandan görünmeyen yalnız çakmak.
Her gün her gün bu deftere saymak
Bulutlardan görünmeyen yalnız ay.
Hep yalnız hep yalınız
Candan çekiyor hatıralarımız.
O koca binayı üstüme yıksınlar
Bunu anlatmak ondan farksız.
Ve sen hep uykusuzluk gibisin...
Nakarat :
Anne baktım ardıma kanmadım,
Kalanlar hep yaşlanmış.
Ve de gözlere böyle perdelerde
İnce düşler gibi inmiş yaşananlar.
Ne mühimdir sence anne ?
Neyi anlatmak anne ?
Neyi anlamak anne ?
Ölüm bile bilmez beni böylesine.