Nefret ölçüsünde doğdum, rolümü kapmaya çalıştım
Fatih rolündeydim artık bu yüke nasıl eriştim
Topla çıkar yok bi zarar Tanrı yolunda savaştım
Kendimi ben zaptederken hep kılıç kalkanlar aldım
Sorunlarım yoldaşımdı her zaman helalle doydum
Haram lokma aldığımda ne mutlu ki hep kan kustum
Zor kararı verebildim cesaretle yola koyuldum
Şükür olsun Allah'ıma yolumu ay aydınlattı
Yıldızlara bakıyorum hiç biri yalnız değil
Ben yolumda ilerlerken yoldaş yanımda değil
Gözlerimden yaş geliyor, sırrım serbest değil
Yolun sonu uzak fakat sabrım gücüm az değil
Geride kalanların topladığı kırıntılar
Doğru yolda bulunmayan zarar-ziyan lakırtılar
Dost kıraathanesinde karşılaştığım yalanlar
Hepten dağıttı beni bu tür zırvalıklar
Sadece aradığım kıvamında bir aşktı
Ben kıvamda ararken birden kendini aştı
Bir yol takibindeydim, dedikodusu yaştı
Dur durak bilmedim birden kendimden taştı
Kaş yaparken göz çıkaran bir takım onarmalar
Kar yağarken buz tutan eski alev sobalar
Baştan kaybedipte, sonran kazanılan çabalar
Yol tutuşunu bilmezler eski marka maçolar
Rakı, şarap içipte ailesini yıkanlar
Ne yaptığını bilmeyipte ocağını satanlar
Bir meçhulle gezerken evini, barkını yakanlar
Onların kod adları beş para yapmayanlar
Serseri lakabıyla sokakta dolaşanlar
Şerefsizlerin iyisi ölü bulunanlar
Verecemiz tek şey hep en hayırlılar
Hayırlılar sadece her zaman zor olanlar
Terk edilmiş yaşantımın ardında koşturanlar
Kırıntı topladılar en geride kalanlar
Dar günümde belli olan dost denen zımbırtılar
Hepsi tek kelimelik küfürle anılanlar
Yollarında döktüğüm litrelerce kanlarım
Hep yerinde duruyor sattığın hayvanların
Dört duvara sarılan emekçi sevdaların
Kalbimin ortasında sancı yapıyor varlığın