Üşümüş bedenini sokaklar sardı kundak gibi
Geçmiş yılların dur bak geri
Feri gitmiş gözler gibi umut var mı ki gelecekten
Tuz bas derin bir yara var kalbi tutunamaz
Bu kadarı fazla ve deva bulunmaz yetim
Delik deşik bir patikle yetin
Ekmek yanında sevinçte getir
Çocukken tanıdın ev işlerini oyun oynamak mı bunu hiç deneyemedin
İsteyemediğin hayallerin oldu ocakta yemek pişmeyebilir
Zaman hep aleyhine işleye dursun o taş gibi ekmeği dişleyen bilir
Hayat ölümüne kamçı vururken karı koca eder değer biçmeyen biri
Mahallenin kenarlarından gördük sadece izleyenleri
Hayallerine sahip olanlar değiliz sadece isteyenleriz
Kemerlerine bir delik daha açarken başımıza hiç seven biri olmadı
Şefkate o kadar açtık ki sevdik kin besleyenleri
Gezdik hep izbe yerleri kaybettik biz değerlerimiz uğruna
Kaderi bu minik eller yazmadı ki yaşama savaşımızı mı beğenmediniz
Yaşına başına bakmadan 13ündeki kızları dedelere gelin edenleriz
Yemin ederim bebeğini camii avlusuna bırakıp geri dönmeyenleriz
CEZA:
Bırakın bari bir nesil hissetsin özgürlüğü
Açlık savaş kan görmeden
Dünya dursa bir müddet küçük gözlerinde ışık sönmese
Ve top tüfek kılıç tank ne varsa gökte kendi kendimize kurduğumuz
Düzen döner biz ağlamazken asıl hüner seslice direnmek
Önemsiz gibi görünür bir çok şey ve düşmez ki kimseye
Eşit pay bölüşmez ki kimse* hele ki karanlık tarafta kaldıysa ki
Biraz zor arada kalır çocuklar mayın tarlaları oyun bahçesi
Minik bedenler hedef tahtası sanki tek başına kalır çaresiz
Konular derin ama konuşan olmaz
Çocuklar çalışır * gerisi doymaz
Bu dünya karanlık hep göz gözü görür
Silahlarsa bir türlü susmaz
Arada sırada birileri konuşur ancak kimseye bir fayda etmez
Karnı doymaz çocukların ki sen oyuncaklarını geri vermedikçe
Göz yaşartmak mı yoksa umut yeşertmek mi daha mantıklı
Kim bilir bu bi* film gibi
Yağmur dinmesin derdi bence orman dile gelseydi
İlim her yere ulaşsaydı keşke doğruluk herkese bulaşsaydı
Resmen istismar olmasaydı keşke her çocuk gülebilseydi.