Dudak etlerinde kanlı bir tebessüm beliriverse
en ufak olan atlasın hamili benim
benim soğmamış lavlarıyla taşıyan dağları
yağmalanmış aşkları
anakıtaları bire bin acı veren-geren
siz üzülmeyin azizim! hatıranız dün gibi tertemizdir
ellerimde büyüyen o kısrağın beyaz yeleleri gibi
alın terimi titreyen kas liflerime siliyorum
hatıranıza değil
kuru ekmeği yağmur suyunda yumuşatıp yediğimiz
o geçlik fakirliklerinden emanettir bana dünya işçiliği
keder ırgatlığı acemi şairlik ve sırtımda genişleyen bu ceriha
varsın kasnağa gerdikleri derime karanlıkta işlesinler
acımasızca hemde kör iğneyle azabı
bu hazan kurumuş dal uçlarını sallar sadece
güçsüzüm ve fakat kolayına sağlanmayacak kadar soluk yüzüm bilirim
saçlarıma düşen hazan - derime işlenen azap
fedailik çağları fecr-i kazıkmış azizim
aydınlık uğramazmış bir ömür dar ve yoksul mahallelere
anneler çile ipiyle örermiş
ellerine aldıkları kalın tığlarla çocuklarına fakirliği
değermi yüzüne mıhlanan ayaz kalın bir tabakasından bile sızarmış yere
bense her gece içimde birilerini gömdüm
ve nedense ölülerimle ağladım
bekledim gelirsin diye
meğer ayrı mezarlıkların melaikeleriymişiz -anladım
sustuğum gece nöbetlerine inat
karanlığında şehrin ırzına geçtiğim aşkımla ben
adını başka kalplerde gördüm
dillerin ucunda iki kelimeydin
söyledikçe söylediler
Mezar Virtüözü..
beat : Karaçalı (sample var)