küsüratlar tamam tüm tamamlar eksik
tüm kalanlar itilir atılır bi sensizlik
ben bu dertle nereye gitsem rezillik
ama yine isterim ki evlen benle tak bilezik
zaman rıhtım dağılır fırtınam bıktım
melaikem kanadıyla kırbaçlar sırtımı
sulara gömülür yağız balıkçı tılsımı
ağız değiştirir kelepçe susturur hısmını
sen yalancı sancı dolu bi dip gürültüsüydün
tanrılardan alınan ölümün dip görüntüsü
ölümün örtüsüydün dipdirinin dürtüsü
ne dedi ne dedi mevla çile minik ...?
fondotenli günü la fontaine den masala sor
gramafonda ganja kokulu 45likler
zombinin hiç dostu yok mutlak tek bi dertten anlayan biri var o da kırmızı winston soft
saati kadranında dolan ciğerlerimden
kantarın paslı tartısından öksürükler
kanayan kesik manzara sessiz yaklaşırken
siyaha koşan kardanadam ağırlaşırdı
adımlarım bilinçsiz tekrarlarla uzaklaşırken
ayarsız siyahlara ayar çektim
renkleri tanımakla yıllar geçti
teşhisim bitti yok senin rengin
matem ... kola morfin bardağımda sayılı fondip
kimse bilmez ama (sen daha) hep aklımda solo panlı çalar kanlı violin
onun elleriyle bizzat çizilmiş yüzüm dokunduğumda birkez daha ona inanırdım
korkardım elbet çekip gidersin diye bigün çünkü sensizliği tıbbi bir tanım sanırdım
sensizliği tıbbi bir tanım sanırdım..