vatanına hasret gözden uzak
bu bir oyun mu ki kurda tuzak
dünyanın dört bir yanına güller ekilmiş
bak umutla doğacak
hepsi de tek tek filizlenip
büyümüş gülmüş yüzleri
her bir yiğit onlara nur dolu kapıları
açmış insanlar gibi aynı misal
bir çift göz yine aynı pencereden
garbın ufkuna dalmış
gitmiş yıllar gelmiş geçmiş
bir kere ''ben'' dememiş sabretmiş
uzak diyarlardan gönderilen nağmelerin
eşsiz mertebesinde
koşturarak tek yuva unutup
bir davanın derdine düşmüş
inançsız olmak sosyalite
yaradanı hiçe saymak mentalite
yirmi dört altına gül deste
bir kere dur de be bu hikmet
inanmak hem nurmuş hem kuvvet
kim yedi kat gök kim yedi kat dip
çek hadi kurtar yaz katib
bulsun dengeyi bozulan tertip
hüzünlü gurbetten ufka bakar
bu nem tutmayan gözler ağlar
geçilir gün gelir bu yokuşlar
boşuna dökülmedi bu yola bu yaşlar
kelepçe vursan kaç yazar hadi vur
önünde dursam kaç yazar hadi dur
bu dava hem nurdur hem kuvvet
eşşiz hazine ve eşsiz davet
kim olursan ol gel diyerek
büstünü çekmiş bak bu yolda hizmet
her bir yiğit borç bilir anlatmayı gün ışığı
görmüş her bir yere
iğneyle kazılan kuyunun iğneleri
kazzıkça sivrilmiş
aradan yıllar geçmiş
sahipsiz kalmamış
sırtlanmış cihadın bekçileri
kutsal bir emanetin önderi olmuş
gitmiş en tepeden en derine
en doğudan en batıya
bıkmadan anlatmış
kimi gurbetten gün saymış
kimi gurbet diye yalvarmış
açmış ellerini rabb'in rahmetine
vermiş ekmiş tevekkül
ağlayarak yazmış her satırı
bakarak küçük bir pencereden
anlatmış tüm gerçekleri
haykırmış hüzünlü gurbetten