Kolera:
Cesaretim üstün gelir korkularıma hep
Arar bulur nihayet, tablo hoş değilse eğer
Cilvesidir hayatın net
Hangi yandan baksan dik duruyorum gayet
Hayattasın kanın kaynadıkça
Doğruyu bulmak daha da zor bir yanlışa alıştıkça
Mutluluksa çok yakında kendini kandırdıkça
Varsın aklın kavradıkça
Yoksun saklandığınca, mimlendin sen bakıldıkça
Verir yüzünü ele
Zor anlarında herkes yalancı
Demek öyle deme ya deme,
Zorlandığında herkes romancı
Olmuyor karışmadan, karışmışsan birbirine
Olur diyen karışmamıştır henüz birbirine
Alışmışlık ayrı, karışmışlık ayrı
Çözme zaten, noktasına geldiğinde başlar erime
Unutabilsen keşke, ben bir iki üç deyince
Tezat renklere uyma boyun eğince
Teknolojiden sağ kalan tek değirmen döndükçe
Vardır çaresi elbet, üsteledikçe
Nakarat:
Verir yüzün ele,
Zor anlarında herkes yalancı
Demek öyle deme ya deme,
Zorlandığında herkes romancı
Var yalancılar, yalanlar
Ben sakinim lakin sözlerim hırçınlar,
Hırçınlar
Hırçınlar, hırçınlar
Sagopa Kajmer:
Söylenecek çok şeyim var, duyulmadık gürültüm
Dur diyen çok, durmadım da
Vur diyen bol anladım
Zor mücadeleyle, sabahdı vardı leyle
Baktım ettiğin o meyle, savaşmalıyım amma neyle
Sanma depom boş, benden uzak silahlar
Tarafımdan daha da düzgün diziliyor artık tuğlalar
Yangın sardı şehri herkes her yeri yağmalar
Kararınca bulut yere düşmek ister damlalar
Herkes bir dünya ve yörüngesinde uydular
İyi de görüp meğlettiler, kötü de görüp uydular
Kimse tertemiz değildi orijinalde buydular
Duyduğun o sözler ne kadar uzun boylular
Bataklığa çeker tutup duygusuz timsahlar
Sende renk cümbüşü, onlar simsiyahlar
Anlatmak istediklerim kulağında çınlarlar
Ben sakinim lakin sözlerim hırçınlar, hırçınlar
Nakarat:
Verir yüzün ele,
Zor anlarında herkes yalancı
Demek öyle deme ya deme,
Zorlandığında herkes romancı
Var yalancılar, yalanlar
Ben sakinim lakin sözlerim hırçınlar,
Hırçınlar
Hırçınlar, hırçınlar