Hz. Ahmed'in türbesindeki kokuyu
Bir kes hisseden, artık yaşadığı sürece
Güzel kokular koklamasa ne çıkar
Birisi kat kat toprağın ardındaki babama desin ki;
Hıçkırıklarımı ve sesimi duyurabilseydim eğer;
Ona derdim ki;
Senden sonra, üzerimde öyle musibetler döküldü ki
Şayet bunlar gündüzlerin üzerine dökülseydi,
Hepsi karanlık gecelere dönerdi.
Ne zaman gecenin bir vaktinde dalın üstündeki kumrunun ağlayışını duysam
Ben de onunla sabaha dek ağlarım
And olsun ki bundan sonra hüzün benim tek sırdaşım
Ve yemin ederim ki boynuma takacağım tek gerdanlığım da
Senin için süzülen göz yaşlarım olacak.
Sen bütün insanlığı aydınlatan bir nurdun
Karanlık gecelerimizdeki dolunaydın
Sana iniyordu aziz ve celil olan Rabbimizin ayetleri
Ve ruhül kudüs Cebrail'di ziyaretçimiz
Sen gidince o da terketti bizleri,
Ve bütün hayırlar perdelendi artık bizlere
Ah keşke, keşke ölüm senden önce bize uğrasaydı
Bizi bırakıp gidişinden sonra, sana kavuşmamıza engel olan
Nice perdeler girdi aramıza, onca genişliğine rağmen
Artık şehirler bana dar geliyor, iki torunun da
Toza toprağa bulandılar bu da bana zor geliyor
Artık bize sadece ağlamak düşüyor yaşadığımız sürece,
Hem de öyle bir ağlayış ki gözlerde bir damla yaş kalmayıncaya dek
Sana olan hasretim dayanılmaz bir hal aldığında
Ağlayarak seni ziyarete geldim,
Kabrinin başında ağlıyor ve inliyorum, ama ne çare ki
Hasretinden şikayet eden bana sen hiç bir cevap vermiyorsun.
Ey toprağın bağrındaki babacığım,
Sen öğrettin bana ağlamayı ve ancak seni anmakla unutuyorum
Bütün derdimi ve kederimi,
Her ne kadar sen toprağın ardında benden uzakta isen
Bu mahzun kalbim seni asla unutmadı ve unutmayacak…