Bir ağustos akşamı daha bastı dünyayı
Binbir renkle ışıyan tüm nesneler karardı.
Ve yetmez gibi bir sis de gelip boğdu ayı
Yerden semaya kadar neler neler karardı.
Bu zulmet girdabında kararmayan tek ışık
Gözlerimin ucunda yanan hayalin oldu.
Biraz özlemle, aşkla, biraz gamla karışık
Seyre daldığım dağlar uzanan elin oldu.
Saçların dalga dalga köpürdü tüm kıyıda
Ve öteden de sesin bir ezgiye başladı.
Unutmuştum seni de o eski şarkıyı da
İşitince bir lahza yüreğim yavaşladı.
Fakat bir kara duman bastı arzı, semayı
Söndü hayal ateşi, pervaneler karardı.
Kalbim de kesti birden seni anımsamayı
İçimde gezindiğin kâşaneler karardı.
Bıraktım kör boşluğa bir tüy gibi gövdemi
Çeksin beni rüzgârlar, alıp götürsün diye…
İçimden silinmişken ömrümün tüm matemi
İstedim yok olmayı bu huzur sürsün diye…
Kapkara bir sis bastı gördüğüm son rüyayı
Takvimdeki yapraklar ve saatler karardı.
Ve kalbim kesti artık telaşla çırpınmayı
Kapattım gözlerimi, işte her yer karardı…
Mesut İlkay YANIK