I wish Tracy Chapman was my friend
Keşke Tracy Chapman arkadaşım olsaydı
She would know exactly what to say
Ne söyleyeceğini çok iyi biliyordu.
Beginnings always hide themselves in ends
Kötü olanlar daima kendilerini gizler
At some point I will be okay
Bir noktada iyi olacağım
I got high when I met you
Seninle tanıştığımda yükseldim
I got high to forget you
Seni unutacağım
I feel pain I don't want to
Acı hissediyorum, istemiyorum
But I have to, yeah, I have to
Fakat yapmalıyım, evet, yapmalıyım
If I want to move on, move on, move on, move on
Eğer ilerlemek istiyorsam, ilerlemek, ilerlemek, ilerlemek
If I want to move on, move on, move on, move on
Eğer ilerlemek istiyorsam, ilerlemek, ilerlemek, ilerlemek
If I want to move on (Move on),
Eğer ilerlemek istiyorsam (Harekete geçmek)
move on (Move on), move on (Move on), move on
ilerlemek (İlerlemek), ilerlemek(İlerlemek), ilerlemek
If I want to move on (Move on),
Eğer ilerlemek istiyorsam (Harekete geçmek)
move on (Move on), move on (Move on), move on
ilerlemek (İlerlemek), ilerlemek(İlerlemek), ilerlemek
Went to see some shaman in Malay
Malay'a biraz şaman görmek için gittim
To hear some things I wanted to hear
Duymak istediğim şeyleri duymak için
Everyone just wants to feel good
Herkes sadece iyi hissetmek ister
Everyone just wants to disappear
Herkes sadece yitmek ister
Call up girls that live in my hometown
Memleketimde yaşayan kızları çağır
To help fill up the minutes
Dakikayı doldurmaya yardımcı olmak için
Lit a match and saged my house down
Bir kibrit yaktım ve evimi yıktım
It didn't make a difference
Bir fark yaratmadı
So I got high when I met you
Bu yüzden seninle tanıştığımda yükseldim
I got high to forget you
Seni unutacağım
I feel pain I don't want to
Acı hissediyorum, istemiyorum
But I have to, yeah, I have to
Fakat yapmalıyım, evet, yapmalıyım
If I want to move on, move on, move on, move on
Eğer ilerlemek istiyorsam, ilerlemek, ilerlemek, ilerlemek
If I want to move on, move on, move on, move on
Eğer ilerlemek istiyorsam, ilerlemek, ilerlemek, ilerlemek
If I want to move on (Move on),
Eğer ilerlemek istiyorsam (Harekete geçmek)
move on (Move on), move on (Move on), move on
ilerlemek (İlerlemek), ilerlemek(İlerlemek), ilerlemek
I know I got to move on (Move on),
Biliyorum ilerlemem gerek (ilerlemem)
move on (Move on), move on (Move on), move on
ilerlemek (İlerlemek), ilerlemek(İlerlemek), ilerlemek