Kaçamadı diyorlar
Buradan bir tek adam
Kapısı demirden külçe
Yüksek kalın taş duvarlı
Ve üstelik penceresiz
Halil içerde böyle çaresiz
Sason mahpushanesi
Önünde bir kırmızı dut
Sırtında şat deresi
Çocuk eğilmiş dut toplar
Sanki halil'in düşlerini
Sıkıştırır çocuk yüreğine
Gerçek ve yalan aynı gecenin
İkiz çocuklarıdır benim ülkemde
Şeyh ikbal'in kısrağına
Binip kamçı vurdu halil
Nal seslerinde koptu fırtınalar
İlk defa göründüler
Kutsal melato dağı'nda
Çıyanlar, yılanlar
Ay tutuldu mavzerleri sıktılar
Kaldırıp bir başlarını baktılar
Terk etmişti yerlerini yıldızlar
Şat deresi'nde pusuya çekildi sular
Halil'i vurdular! halil'i vurdular
Buralarda insanlar
Ölmediler hiçbir zaman
Hiçbir zaman ölmediler kaderleriyle
Sason mahpusanesi'nde
Halil'in adı kaldı
Bir tutam sarı tütün
Ve bir hüzün içimi
Dağıldı taş avluya
Lanetli kehribar taneleri