Hüzne ve derde açılıyor sokakların kapısı,
Mutlu sabahlar, ailenizle bize uzak anladın mı?
İlk kez başımı belaya soktuğumda on yaşındaydım...
Param yoktu, alamamıştım istediğim oyuncağı!
Ben de oyuncak diye oynamaya başladım, ateşlerle,
Tesbihlerle, silahlarla, bıçaklarla, öyle.
Sorma başkalarına beni, beni benden dinle
Zombi olmuş abiler, dert mekanıdır Çeşme!
Aylar geçip gitti, harap olan bi' Oso kaldı...
Yanımda bi' kaç arkadaşım, farklı diyarlardayız
Sigara kesmedi, farklı şeyler aranmaya başladık
Mahallede ismimiz, polislerce de arandık.
Parklara gitme amaçlarımız birbirinden farklı
Kimi para peşinde, kimi kumar, kimi de içki
Çocukları korkuturdu, çocuk yaşta bu halim
Dünya evinde misafirim, madara olmuş hayalim.
Nakarat:
Beni görmen için gir bu sokaklara,
Bak aklanan saçtaki umutlara!
İzin vermem çocuk, bahçeni kurutmana,
Şansın varsa, durma kaç uzaklara!
Dost hançeri, sırtımda saplı kalan hala,
Mahallemde yok, acil durum için de bi' alarm!
Yaşarsam şansım var demektir bu b*k çukurunda
S*keyim maskeleri ve s*keyim sahte suratları da.
Birader neyin derdin de bunlar anlamadım ben,
Sert takılsam da ağlamıştım ayrılınca Meryem'den!
Son ve ilk aşktı bana, sonra şans bitti zaten.
Küstü bana, beddualar takipte beni halen...
Manen gördüklerime hala bi karşılık yok,
Efkarlı akşamlara çare biraz toz,
Bakışlarım boş, umut arama çünkü yok,
Karnım bundan sonra aç olsa da tok.
Her şeyi çözdüm, onaltıya göre fazla hızlı
Baş kaldırdım, kaldırdığım başımı da o kırdı
Ayaklar altında çiğnenen gurur, bana baktı
Canlandırdım onu ben, beni baştan yarattım
Nakarat:
Beni görmen için gir bu sokaklara,
Bak aklanan saçtaki umutlara!
İzin vermem çocuk, bahçeni kurutmana,
Şansın varsa, durma kaç uzaklara!