Radu (verse):
gözlerim bi nehir oldu şimdilerde.
her akşam hayalin benimle fakat kokun nerde.
derde çağredir tütün bütün kozumu oynadım ben
solumda melekler sürekli haydi ağlama der.
paslı bi tel bu boyna geçir hiç çekinme
yolunda sürekli koşarım buna ben erinmem
erirsem bi gün güneş kokan dudaklarında
kolay deil kalemin sert ucu damarlarımda
biraz otur da düşün şu adamın halini
ve çaresiz gelir zaman geçer tenin tanında
ilk adımda yürümesi kadar olanaksız bu hikayeler.
rivayeten kendi başına selam eder.
takvimi hesap eder dururum
her akşam aynı dert kapıma sert vurur oldu.
kokun elini uzatır bana uzaktan.
yaşlıyım ben kalbi kuşatma
Nakarat:
yüzünü gördüğüm güzüne dağların
dayanamayacağı bir solukla vedalaşıp
kışlara avare bu kalbim
sonbaharda dökülendi bu takvim
yılmadım yinede yılların
getirdiği yorgunluk üstüme abanır
sensizlikse bir çığ gibi gönlüme
soğukça belirir kokunsa kalmadı
Ran Ahen (verse):
bir gün öyle gözbebeklerim hayallerim kadar büyür
hayatın en derin yerinde duygularımı yıkan
ellerinden tuttuğumda , açılmaz hiç bi düğüm
zamansız olgularla körlüğünde günlüğüm
bütünlüğün içinde ayrı bir bedende kaldım aynı ben değildim artık
aşkı sen getirdin attın , başka diyar yoktu , huzur yoktu! zaman yoksun ellerinden
şimdi yoksun ellerimde , ağlamak mı çare ??
kokun kadar değerli oksijen ciğerlerimde
sonum yakınsa lütfen uzaklaşma gözlerimden
intihara sebep olduğundan , ağlamadım
hatıralar hiç bi yerde , yani yoktu tadım
geçti gölgen , şimdi sabah korkularla
seçti sözde kaldı sevdada korku varsa
öyle bir hayaldi , aşkı başka anlatırdı .
gölgeler gözümde damlayan bi aşk anısı