Nakarat:
Gel bu gece,
Bu karanlıklarıma ışık ol.
Belki delireceğim…
Beni ona buna sorma! Bir de bana sor.
Yollar değil engel.
Bak sana bir tek bensizlik yasak!
Gel!
Yalandan da olsa…
Sadece bu gece yüzümü güldür
Gel!
Gel!
Yalandan da olsa…
Son bir iyilik yap yüzümü güldür
Gel!
Rapozof:
Gittiğin hergün için bir bardak su döküyorum dünya'ya;
Geldiğine pişman ettirenlere kızardık ya…
Şimdi sana mı kızayım? Yoksa bakar mısın icabına?
Beni öldüremediğin için sana bir ömür kızacağım.
Bu gece sarhoşum ödemiyorum hesapları.
Gel! Sevdiğin gibi yalanı.. Yalnızlık deşiyor her gece yaramı.
Bazen içenler alkole tiryakidir.
Bazen de gidenlere tepki olarak içenlerdir tiryaki.
Şerefineydi kaldıdığım son kadehim, bitti.
Öyleyken böyle, değişmesin hiçbirşey, peki!
En garibi de en uzak olmak en yakınken, dimi?
Yoksa bu kaderin mi cilvesi ha? Neyin nesi dedim…
Bu hayat bazen kahpe.
Sahiden sokaktaki köpekler bile senden daha iyiler!
O istemediğin beni artık bana geri ver. Hadi geri ver bana beni.
Bu gece gel yalandan varsın gelsin yarın ecelim.
Nakarat:
Gel!
Yalandan da olsa…
Sadece bu gece yüzümü güldür
Gel!
Gel!
Yalandan da olsa…
Son bir iyilik yap yüzümü güldür
Gel!
Taladro:
Yalandan da olsa gel, kapım açık.
Bana yalandan da olsa gül ya da acıt
Nasılsa tozunu topluyor bu yollar
Bir ara çık çünkü ölümü bekliyor bu dağ bu ev kafa kaçık
Artık sevmiyor gibiyim dünya sana gerekli
Siyah bir kanat sendeki hani melektin?
Nasılsa güneşi kokluyor bu hüzün
Bir ara çık, artan hastalığın ortasına bir de sen ekli.
Yalandan da olsa sev yaram eşikte
Karakterin çocuk gibi salla beşikte
Nasılsa yakamoz alıyor günleri bir ara çık
Çünkü her yarım bir şarkı halâ hüznüm deşifre
Yalandan da olsa kal, yerin hazır
Çekemiyor şu gönlüm artık deli nazı
Nasılsa kabir azabı gibi mut bir ara çık
Çünkü anlatır gözlerin çoğu, dilin azı.
Nakarat:
Gel!
Yalandan da olsa…
Sadece bu gece yüzümü güldür
Gel!
Gel!
Yalandan da olsa…
Son bir iyilik yap yüzümü güldür
Gel!