Hayat gereksiz masal gibiydi
önümüze boş bir sayfa açtı
sonra bir şey olmamış gibi kayboldum
vuslat gerçekleşsin artık gerçekten mahvoldum
gitmene alışkındım fakat yokluğuna değil
yüreğim hala sen diyor ve beynim buna emin değil
ama yokluğunda koydu bana buda bir yalan değil
sert essin ve getirsin seni artık zaman yeli
gözüme inen perdelerde tüm resimler senin
diyorlar ki nasıl gidiyor hayat kimseye söylemiyorum
bilmiyorlar dünya sensiz ve sessiz
ve gerçekten bana bayat
hani bir zamanlar derdin ya kalk yerine yat
evet şimdi yerimdeyim
hiç olup gitti kurduğum tüm hayallerim
tutsan bırakmasan tekrar can kazanan şu eli
keşke o yel getirebilse her şeyi geri
gittiğin o adamın düştü maskesi göründü keli
NAKARAT
Bugün her şeyi yak
yine yoksun yanımda kalmadı derman
avucumda bir ateş
bırakmamla alev alır bedenim ölümüne yas tutar.
Aynı günüm aynı defter aynı sözler aynı satır
kar yağar şehre ve gökyüzündeki pembe kadın
yüreğiniz beş para etmez gelin bana satın
aşkın affı yoktur adam gururunuz tam bir kazık
son bir yazı dörtlüğün aşina olduğu satırda
ben ne kadar unutsam da dileğim sen beni hatırla
ve fazla alınma aşk lafta kalırsa
bil ki ahirette bunun yükü ağır lan
yas tutan bileklerime bak kan doldu bu gece
iliklerimse mezar taşı yokluğunda birleşen
be kadın ille sen dilimse küfürle birleşen
gökyüzümün beyazlığı çay bardağı ve dumanlarla kirlenen
bugün ise son gecem bak derdimi kağıtlara döktüğüm
hatıralar ise gözümün önünde hepsi olmuş kördüğüm
sert bir mizaç adımlarımın soğuk betonu dövdüğü
silaha siyah kurşun bugün kadeh gecemde son günüm
NAKARAT
Bugün her şeyi yak
yine yoksun yanımda kalmadı derman
avucumda bir ateş
bırakmamla alev alır bedenim ölümüne yas tutar.