Nerdeyiz biz şu an ve hangi tarafa bu yolculuk
Bu bir savaşmı yoksa eski dosta vefa borcumu
İnsanlık öldümü dünya sanki acımasız koğuşu
Yüzüm gülene dek beklerim güneşin doğuşunu
Burdan sanki karanlık görünüyor hayatın yolları
İçimden geçen bu sözler bir şiirin kaçıncı satırları
Herşeyin bir vakti var düşünüp geçmişi hatırlayın
Ölüm vakitsiz gelir söylemek faydasız bu lafları
Gözlerimde şimdi yirmi yılın soğuk gölgesi
En çocuksu yanlarım tenimde savaş bölgesi
Kendimi hiç anlamıyorum bu da neyin öfkesi
Bu acı sanki annenin oğluna çıkıp da git demesi
Sonunda duygularıma hakim olmayı başardım
Şahit olduğum yalan aşklar bu şehirde yaşandı
Hayat her insanın gözünden bir damla yaş aldı
Şimdi düşün kadere söven birisi fazla yaşar mı
Yazdıklarına anlam yükleyen garip bir şairim
Masumiyet andıran kaçıncı tebessüme şahidim
Kimse kimsenin sahibi değil bunu da böyle bilin
Geleceğim belirsiz yinede hedeflerime hakimim
Hiç farkına varamadım nasıl geçti bunca yıl
Hiçbir vakit ağlamadım gözyaşım içimde sır
Ölüm yalan olmalıydı yaşamalıydım bin asır
Aşamalıydı bütün yollar bak bileklerim nasır
Hayata dair yazılan bu şiirler kalbe huduttur
Kimisi en güzel hikayede insanlığını unuttu
Bu şehir kimi zaman yaz kimi zaman bulutlu
Üzülme bazen ölmek bile insan için umuttur
Kısa bir ara versem şiire bu kalp sonsuza susar
Bir senaryo gibi hayat durmadan rol oynadılar
Gökyüzüne yükseliyor şimdiki tüm genç fidanlar
Elbet birgün gelecektir umutla beklenen yarınlar
Gitmedi aklımdan unutamadım bi dostun ihaneti
Bende anlam veremedim ve gördüm sonra lâneti
Titrerdi ellerim ama yalanım yok beni bilen bilirdi
Bu yazılanlar gerçek hayatın biraz şiirsel ifadesi
Neden mi yazıyorum hayatı anlatmak için insana
Kaygı olmazdı içimde herkes beni doğru anlasa
Durmak bilmedi kalem, yazmaya vermedim ara
Yürümek zor gelmiyor artık alıştım dikenli yollara