Poyraz verse:
Yağan yağmura hapis kalmış, göz yaşlarım.
Duygularımın ahı tuttu sana, gözüm kaldı sende.
Gitme demek için çok geç, haydi gel.
Yüreğim yollara daldı, sen bana ırak kaldın.
Şu yağmurlar bedenimi ıslatır.
Ama ısınırım ben, yorulma sen, yanıma gel-me…
Ben utanırım bakamam ki yüzüne…
Söz verdiğim gibi bugün gün yüzüne çıkmadım.
Kimin eli kimin eteğine dolandı inan bakmadım.
Bir tarafta aşkını belin altında tutan sizler,
diğer yanda aşkı ruhuna bağlamış olan bizler.
Hayat akmaya devam ediyor fakat burda durdu.
Zaman doldu ve odama güneş uğramaz oldu.
Yaşarken farklıydı gözlerimin içi dondu.
Yaklaşıp son kez seni seviyorum desen n'olur?
Nakarat(2)
Poyraz:
Hiç düşmesin, o güzel gülümsemen yüzünden.
Düşürdüğünü görürsem gelirim yanına hemen.
İki lafın beli kırıldı çıkamadılar kalpten.
Bil ki şu umutsuzluğum senin bana tek hediyen.
Subrosa:
Kuralı koymuş oynuyorsun yalandan bi hayatı.
Yandığımı izliyorsun oturup açmışsın kanalı.
Bir kez düştüm ama bin kez asık kaldı suratım.
Fakat geçemedim bana sunduğun saçma sınavı.
Subrosa verse:
Gökyüzü kirli, ne yıldız var, ne ay, ne de güneş.
Gündüzü gizler bulutlar gittiğin gün bana kafes.
Gözlerin bir okyanus, ben içinde boğulan leş.
Kavuşamazsan aşk olur kavuşan için hayat meşk.
Şu yağmurlar bedenimi ıslatır.
Ama ısınırım ben, yorulma sen, yanıma gel-me…
Ben, utanırım bakamam ki yüzüne…
Tek bir dörtlüğe sığdıramaz ki bulut seni.
Tercümanı olayım hislerin; "düşünme sen beni."
Böyle yaşamayı öğrendim, koca dünyada hapisim.
Asır geçse, toprak olsam, yarılır göğüs kafesim.
Seni ilk gördüğüm yerdeyim bekliyorum ben hala,
üşüyorum o bankta. Gelmezsin biliyorum öyle ya.
Hoşçakal diyen biri için dönüş yok bu hayatta.
Ben bir ömür heba etsem dönüp bakmam ardıma!