TRAK :
Özlüyorum cocukluğumu geçip giden yıllarımı
Tasolarda bilyelerde yutulduğum bu hırslarımı
Sonra taştan küleleri tek hamlede yıkmalıyım
Babam gelmeden önce pencereden eve dalmalıyım
Lastikleri sade canttan bisikletle gezerdik
Ağaç bahçe gezip güzel mandalini seçerdik
Dostluk neydi bilirdik yara bere kalcak olsak yine
Dostlar için tekme tokat kavga ederdik
Nerde eski bayram nerde büyüklere hürmet
Bayram günü bir çep dolu şeker diğerinde gülle
Komşularımız akrabalar dostlar gezilirdi
Sonra panayırda harçlıklarımız biter fazla sürmez
Nerde taştan kale futbol nerde eskiz yıllar
Nerde net kafede gta3 ve counter strike
Atariyle gameboyla oynamaktan bıkmam
Nerde kaldı hatıralar asla bir şarkıya sığmaz
Dertsiz mutlu yaşardık sokaklarda oynar
Şimdi ise beyaz yakalı köle olduk sorma
Geçim derdi yemek aşı hayat kavgası tek derdimiz
Keşke yine kırık oyuncaklar olsa
Ahmet Sarı:
Özlüyorum çocukluğumu karda kışta gezerdik
Mahallece toplanıp misket için kavga ederdik
Her ne olursa olsun hayat çocukluğumu yenemedi
Bu yüzden stüdyoda oturup 3 kişi eskileri yeniledik
Bayram günü toplanırdık bakkalda buluşurduk
Topladığımız bayram harçlıklarıyla kızkaçıran alırdık
Torpiller patlatırdık mahalle bizi kovalardı
Büyüdüğümüzde çocuklara haylazlıkları için kızmıycaktık
Çocukluğumuzu anlatcaz durma yerinden kalk
Eskiler geldiyse aklına dumanını derinden al
Aklımda hala çocukluğum var misket, top, taso falan
Tutardı ellerimiz şimdi ise mic
Şimdi sarıya bak büyümekiçin tutuyordu dakikalarını
Çocukluğumu anlatmak için harcıyorum boş sayfalarımı
Para gösterdi bana hayatın hakikatını şimdi satın alabilir mi
Aylık kazancım çocuğkluğumun bir dakikasını
Şimdi annemden resimleri isteyip geçmişe bir bakıyorum
Acaba mahallemdeki Mehmet Eren beni hala tanıyor mu
Unutmaz diye düşünüyorum çünkü o kadar yakındık ki
Üzülmesin diye tüm oyuncaklarımı ben ona veriyordum
Raizel Hero:
Özlüyorum çocukluğumu beklentiler yoktu
Annem yemek yaparken ben abur cuburla doydum
Ekmek almaya gitmek büyük görev oldu
Para nasıl gelir yada gider hiçte bilmiyordum
Sokaklarda özgürlük ayaklarım çıplak
Her oyunda bir hikaye hayal gücüm gırla
Millet bize bakıp derdi keşke çocuk olsam
Mutluluğun gerçek adı cips, dondurma, kola
3 kornerin 1 penaltı olduğu zamanlar
7 yaşımda başlamıştı göçebe bir hayat
Taşınmaktan yorulmuştum durmuyordu zaman
Yorgunluğumu görmek isteyenler göz altlarıma bakar
Bayramları beklerdik sabırsızca durmadan
Daha fazla oyuncak ve cips demekti o zaman
O günlerde en uğrak yer lunapark ve restaurant
Bize kalan en fazla hatıra ve anılar
Öyle böyle zaman geçti birden bire büyüdük
Sorumluluk denen duygu ön planda görüldü
Geçim derdi denen o şey ne ocaklar söndürdü
Bencillik ve sahtekarlık bizi bu hale düşürdü
Feyk Bpm:
Güzel bi pazar gününden olgunluğa dönderildik
Annem kahvaltıdan önce beni ekmeğe gönderirdi
Paranın üstüne abur cubur almicam der söz verirdim
Meybuz patlayan şeker ve kames topu özlenildi
Misketlerimiz bittiğinde tapa zamanı
Magnum çubukları değerliydi para kazanıp
Hepsini yicektim ama yoktu kolay bir yolu
Bütün mahallecek hayranıydık ronaldinhonun
Uzun eşşekmi oynasak fırıldakmı çevirsek
Saklambaçla kaybolupta fırınlarda belirsek
Hafızamda yeretti eve dönmek için
Akşam yemeği değil pokemonun başlaması gerekti
Şimdi öyle değil tabi özlediğin vakit
Fotoğraflarına bakarsın görmediğin dakik
Kötü emellerimize alet edip delerdik geceleri
Bisikletin lastiğine soktuğumuz şişeleri