Sen başka şehirde, ben başka şehirde
Senin gözlerinde yanan ışık, benim gözlerimde
Senin kalbinde büyüyen aşk, benim kalbimde
Kalbimde yaşayan bir kadın var, benim özelim
Gözlerindeki renk gök mavisi, yüzü var peygamber çiçeğinden güzel
Kimse görmedi benden başka, ruh güzelliğini, benim özelim
Bazen öfkeyle kalkar, bana kızar ama, zararı kendine özel
Kendi yapar kendi üzülür, çiğdem gibi süzülür
Sonra yaslar başını göğsüme, ağlar, özür diler
Kimse onu sevmez, sevemez
Kimse benim kadar onu tanımaz
Bazen uzaya gider, yıldızları izler
Gökyüzüne merdiven kurup güneşe tutunmak ister
Yıldızlarla birlikte koşmak ister
Bazen göz boyasıyla gökyüzünü boyamak ister
Bu kahrolası dünya deli etti onu
Bu kahrolası dünya savurdu başka şehirlere onu
Aşkın sabahında doğan güneş bile yok saydı onu
Yolu karanlık, yolu dikenli, kalbinde öyle elmas var ki eşi benzeri yok
Onun öyle hayali var ki, benzer bir hayal kuran yok
Ama onu seven hiç yok
Ama onu seven hiç yok bu şehirde
Şimdi o şehirden şehre gidiyor, rüzgara kanat açmış, kimse dur demiyor
Kimse dur diyemiyor, o yıldızların altın saçlarına tutunmuş gidiyor
Sonsuzda o
Sonsuzun sonsuzunda güneş arıyor
Yıldızlardan yıldızlara yol yapmış yürüyor
Uzayda o
Yürüyor…Yürüyor…Aşk güneşine tutunmuş gidiyor
Kimse ona dur demiyor
Aşk bu işte
Aşk bu işte