Vasi verse :
Perişanım karakterin kapı eşiklerinde
Yıldızların gökyüzünde ağladığı saatte
Gözlerinin yaşları hep avcumun içinde
Aşkının servetleri en pahalı dönemde
Kurşunlar işlemişti her geçen gün beynime
Senin elinden olacaksa razıyım işkenceye
Aldattığın her saniye de gözlerimde yosun varken
Karamsar olmam şimdi normal geliyor herkese
Öyle berbat yaşantım ki hayatım kurmaca
Onca zaman sevdiğimi anlatamam sana
On iki yaşında başlamıştım aşık olmaya
Dört seneden hesap et tam iki yüz sekiz hafta
Felaket bir rüzgar gibi eser senin gözlerin
Aklıma gelirsin sevdana uçar ellerim
kalbinin makamında bestelenir sözlerim
Bir kelebeğin ömrü kadarmış be bizim sevgimiz
Kolumda şimdi saat sensizliğin ertesi
Yüreğinin kıyılarında sabah gezerken düşlerim
Ayrı yönde akan ırmaklar gibiyiz şimdi
Ümitsiz çaresiz aşıklar gibiyim
Nakarat :
Az mor az pembe göz güzeli açelyam
Rabbine yıldızlara gökyüzüne aç el yar
Derdimi kağıtlardan başkasına anlatamam
Aşkı tadamayıpta çok gördüm ben ağlayan
Kafi SB verse:
Elinden tutup senin yıldızlı tokalar
Takardım saçlarına o an sevgi kokar aşk
Senin için saf duygular biriktirdim aklımda
Yüzüme bak en azından ellerimle tokalaş
Nasıl bir çile ben düşürüyorsun dile
Yine gülüyorsun ele güne rezillik halime
Nasıl bir ateş beni çeviriyorsun küle
Yine cehennemin ortasında yürüyorum bile bile
Sol tarafıma saldır aşk zaten alıştın ya iyice
Kol bacak bırak biraz ulaşamıyorum sevdiğime
Merhametin yok mu senin sancı çeken benim
Meyhane kokan sofralarda yine mi hüzünü giyeceğim
Kafamda kavak yelleri mutluluk tanrı misafirim
Olmuyor hiç lakin herşeye rağmen bir sakinim
Yokuşlarında yorgunlaşan ağır kaanı misaliyim
Nefes nefese geldim yanına ayır bana bir saatini